Tarih boyunca şehrin ticaret ve kültür hayatında önemli bir rol oynamıştır. Osmanlı döneminde, özellikle Bağdat ve Yemen gibi uzak bölgelerden yola çıkan at ve deve kervanları bu hana ulaşırdı. Kervanlarla getirilen kahve, baharat ve kıymetli ürünler burada toplanır, ardından Mardin, Hatay, Adıyaman gibi Anadolu şehirlerine dağıtılırdı. Şekerhan o dönemde sadece bir konaklama veya mal takas noktası değil, aynı zamanda tüccarların, seyyahların ve zanaatkârların bir araya geldiği, bilgilerin ve hikâyelerin paylaşıldığı canlı bir merkezdi.

Bugün ise Şekerhan, geçmişin izlerini silmeden yeniden hayat bulmuş, hem kültürel hem gastronomik bir cazibe merkezine dönüşmüştür. Restoran bölümü, Gaziantep mutfağının en özel lezzetlerini misafirleriyle buluşturur. Özellikle sabah saatlerinde sunulan geleneksel kahvaltı, yöresel peynirler, zeytinler, ev yapımı reçeller ve doğal ürünlerle şehrin ruhunu sofraya taşır. Akşam saatlerinde ise sıra geceleri düzenlenerek, Gaziantep’in kültürel mirası olan müzik ve eğlence yeniden canlandırılır.

Han içerisindeki bazı bölümler hâlâ geleneksel üretimi yaşatmaktadır. Gümüş ve altın takıların üretildiği atölyelerde el işçiliğiyle hazırlanan ürünler hem yerli hem yabancı ziyaretçiler tarafından büyük ilgi görmektedir. Şekerhan’ın taş duvarları arasında gezerken, geçmişin sessiz izlerini hissetmek mümkündür. Her köşe, bir hikâye anlatır; her detay, geçmişten bugüne uzanan bir bağ kurar.

Şekerhan, sadece bir mekân değil; tarihi, kültürü, lezzeti ve zanaatı bir araya getiren yaşayan bir mirastır. Gaziantep’e gelen herkesin mutlaka görmesi gereken, zamana meydan okuyan bu özel yapı, geçmişten geleceğe uzanan bir köprü olarak misafirlerini ağırlamaya devam etmektedir.